Nationalratssitzungssaal Österreichisches Parlament, Foto: Anna Konrath

Demokrasi

Demokrasi Yunanca dilinden türemiştir ve „halkın yönetimi“ demektir. Devlet politikasını şekillendirmek şahsi bir olay değil, tam tersine tüm halkın hakkı ve gücü vardır. Günümüzde demokratik sistem dendiğinde neyi ifade ediyoruz?

  • Siyasal ve sosyal soruların kamu kapsamında cevaplandırıldığını
  • Devlet’den sorumlu şahısların (Federal Cumhurbaşkanı, iktidar veyahut meclis temsilcileri gibi) karar ve tavırlarında tüm devlet vatandaşlarına karşı sorumluluk taşıdığını
  • Düzenli aralıklar arasında yapılan seçimler sayesinde vatandaşların önemli siyasal görevler için (Federal Cumhurbaşkanı yada parlamento gibi devlet müessesesine bağlı temsilcileri ) özgürce şeçebilme imkanı

Özgür ve eşit

Demokratik sistem içerisinde yapılan siyaset her sahış için görünür ve açıkdır. Devlet sınırları altında birçok şahsın hayatına unsur kararlar ne gizli, nede hep aynı grup insanlar tarafından belirlenebilir. Demokratik bir sistem kapsamında tartışmalar açıkca yapılır. İnsanlar özgürce yorum yapabilir ve yeri geldiğinde siyasete aktif katılımda bulunabilir ve aynı zamanda seçimlerde yeni bir partiyi veyahut şahısları seçebilirler.

Demokrasinin tarihi bundan 2500 yıl önce bugünkü Yunanistan sınırlarında doğmuştur. Bu şekil siyasi sistem için kullanılan ilk terim „İsonomi“  yani eşitlik düzeni demektir. Zamanın eşitlik anlayışına bakarsak, tabiiki o zamanda sadece özgür olan erkekler eşit olarak görülüyordu. Modern demokrasi sistemindeyse bu terim kadın ve erkek vatandaş için geçerli olmalıdır. Cinsiyet, mülkiyet ve köken ne olursa olsun, kadın ve erkek vatandaş özgürce ve eşit şartlar altında devlet içerisinde siyasi ve zivil hayatı beraberce şekillendirebilmelidir.

Demokrasinin verdiği söz

Halkın yönetimi ve eşitlik düzeni terimleri demokrasinin ne demek olduğunu yakından anlatmaktadır: insanlar kendileri dışında, mesela bir imperator, diktatör yada devlet gibi üçüncü şahıs tarafından yönetilmemektedirler, bunun tam tersi özgürce kendileri yaşadıkları kuralları belirlemektedirler.

Bu gerçek ise demokrasinin bize verdiği sözdür: Biz özgürce ve eşitlik altında beraber bir hayat süreceğiz. Demokrasi her vatandaşın iyi bir hayat süreceğine dair bir söz vermiyor. Demokrasi beraber yaşamın içinden doğan tüm sorunların kolayca çözülebileceğinin sözünü vermiyor. Demokrasi çatışmaların ve sorunların ortadan kalkacağına ve herkesin hemfikir olacağına dair söz vermiyor. Demokrasi iktidar ortadan kalkacak demiyor. Demokrasi her şahsın tüm kararlar kapsamında aktiv olacağını söylemiyor.

Demokrasi sorunların barışsal şekilde çözülebileceğinin sözünü veriyor. Demokratik sistem içerisinde belirli kurallar altında seçilen vekiller parlamento içerisinde herkes için geçerli kararlar alıyorlar. Bu kurallar ve bu kuralları veren şahıslar bir demokratik sistem kapsamında kontrol edilebilirler. Demokrasi bunun sözünü veriyor.

Vatandaşın verdiği söz

Her şahsın demokratik sistemde özgürce ve eşit yaşama sözünü yerine getiren demokrasi bunun yanısıra, bu sistemde yaşayan devlet vatandaşlarının verdiği şahsi söze gerek duymaktadır. Demokrasinin doğru yolda yürümesi için insanların bu sistemle ilgilenmesi ve nasıl etkenlik göstereceklerini bilmeleri gerek. Siyasi Bilimler dalında öğrenciler temel eğitimlerinde siyasi kararların nerde ve nasıl alındığını öğreniyorlar. Ebeveynlerde nasıl bilgilendirilmenin ve seçimlerde nasıl katılım göstermenin şeklini öğrenmelidirler. Bu çok önem taşımaktadır, çünkü her demokrasi aktiv katılım gösteren vatandaşlar tarafından yön bulmaktadır.

Demokrasi sadece çoğulluğun kararları vermesi demek değildir

Demokrasi herkes için özgürlük ve eşitlik sağlamaktadır. Demokratik sistemde çoğunluğun verdiği kararlarda sınırlar bulunmaktadır. Anayasa karar alanında belirli sınır ve kural koşmaktadır. Bu kurallar siyasi tartışmaların adaletli sürdürülmesinde ve tüm şahısların bilgilendirilmesinden sonra kararların belirli yöntem altında verilmesinde büyük rol taşır. Konulan sınırlar çoğunluğun dokunamayacağı gerçeklerin altını çizer: insan haklarının ve azınlıkta bulunan şahısların haklarının korunması.

Demokratik sistemde olan önemli noktalardan biriyse farklı faktörlerin karşılıklı kontrol mekanizma içinde bulunmalarıdır. Mesela idare yönetim tarafından, yönetim ise parlamento tarafından kontrol edilmektedir. İdare, yönetim ve parlamento ise yargı tarafından kontrol edilmektedir ve aynı zamanda tüm bu güçler bağımsız medya ve kamu kontrolü altındadır. Bu demek oluyor ki, mesela bir yada iki siyasi parti parlamentoda çogunlukta olsa bile, demokratik sistem içersinde hiçbir zaman devlet içinde tüm gücü kendi merkezlerinde odaklayamazlar.

Uzlaşmaya hazır olmak

Demokrasinin ayakta durabilmesi için insanların tartışmaya hazır olmaları gereklidir. Demokrasi karşılıklı saygı gerektirir: hemfikir olmayan şahıslara söz alma ve fikirlerini söyleyebilme hakkını vermek gerekir ve bundan dolayı demokratik sistemde sürdürülen müzakereler zaman gerektirir. Demokratik kararlar bu gerçek sayesinde çoğu fikirin yer bulduğu bir uzlaşmadır.

1920li yıllarda Avusturya’da çoğu insan demokratik sisteme hayır dedi. O zamanlar sert tartışmalar, sokakta kavga ve döğüşler siyasi gündemdeydi. Bu tartışmalar döneminde adaletli tartışma ve uzlaşma yollarını arayan bir hukukçu – Hans Kelsen şöyle dedi:

„Çoğunluk ve azınlığn birlikte anlaşabilmeleri için birbirini anlamalıdırlar. Demokrasi sistemin gerçeğinde sosyal eşitlik  -iktidarın ağır yükünün beraber taşınmasının ön planda olduğu diktatör bir sisteme nazaran – belki gerçekten karşılıklı anlaşabilmenin yolundan geçiyordur. „

Demokratik yöntem

Demokrasinin doğru yöntemlere ihtiyacı vardır. İnsanların sokaklara çıkıp hak istemeleri yeterli değildir. Demokraside sadece parası olan, sesli ve saygısız olan şahısların hak kazanmaları imkansızdır. Bu demokrasinin verdiği sözü hiçe saymak demektir. Tarihin akışında ve dünyanın farklı yerlerinde demokrasinin farklı şekil ve yöntemleri oluşmuştur. Avusturya Anayasa’sında yazılı demokrasi kavramı için şu noktalar geçerli ve önemlidir:

Demokrasi sürecinde şahıslar özgürce fikirlerini ifade edebilirler. İfade esnasında şahsı dinleyen diğer şahıs fikri dinlemek zorundadır. Demokrasi çeşitlilik gerektirir ve çeşitliliği aynı anda korumaktadır demokrasi. Sadece bir fikrin yön vermesi ve ön plana çıkması, insanlağın gerçeği olan çeşitliliği kabul edebilme kabiliyetinin kaybı demektir.

Demokratik prosedüründe farklı pozisyon ve önermelerin kavranabilmesi ve kamu içinde bu konular hakkında tartışabilme imkanının yaratılması mümkündür. Demokratik yol sayesinde hangi şahsın sonuçta herkes için geçerli bir kararı vermesi ve verebilmesi belirlenebilir.

Demokratik bir prosedür sürekli yeniden başlayabilir. Demokraside son karar diye bir terim bulunmamaktadır. Demokrasi verilen kararların tekrar gözden geçirilip, kontrol edilmesi demektir ve bu noktada demokratik kontrolden söz etmekteyiz. Demokrasi yeniliğe açık olmaktan ve diğer bir imkanda farklı yada daha iyi karar vermekten nefes alır.

Demokrasinin yaşandığı alanlar

Demokratik prosedürlerin uygulandığı alanlar gereklidir, insanların demokrasi dendiğinde akıllarına gelen bu alanlarda buluşma ihtimali olmalıdır. Avusturya Federal Anayasa’sı parlamentonun kararların kılınabileceği önemli bir yer olduğunu vurgulamaktadır. İktidar, idare, polis ve güvenlik, hukuk ne yapıyor ve yapabilir, tüm bunlar yasalar sayesinde kesinleşir ve bu yasalar parlamentoda verilir.

Avusturya vatandaşları Ulusal Meclisi (Nationalrat) seçer ve seçilen 183 milletvekilleri Avusturya sınrları içinde geçerli tüm yasa ve kuralları belirler. Milletvekiller sadece yasaları belirlemekle kalmaz, bunun yanısıra federal yönetim ve idarenin bu yasaların belirlediği sınırlar içinde hareket etmeye dikkat eder.

Avusturya federal bir cumhuriyettir (Devlet Yapısı) ve dokuz özerk eyaletten oluşmaktadır. Eyaletlerin temsilcileri Avusturya parlementosunun ikinci meclisi olan Federal Konseyi (Bundesrat) oluşturmaktadır. Federal Konsey’in temsilleri İl Meclis’inde seçilir ve Konsey’e gönderilirler. Bu temsilciler Federal Konsey’in kararlarına veto koyabilirler.

Her eyalette bir İl Meclisi (Landtag)  bulunmaktadır. Bu meclisin temsilcileri eyalet sınırları içinde yaşayan Avusturya vatandaşları tarafından seçilir. İl Meclisi ise il iktidarını seçer ve bu iktidar eyalet hususundaki tüm kararları alır.

Eyaletlerin alt düzeyi ilçelerden oluşmaktadır ve her ilçede önemli konuların konuşulduğu ve kararların alındığı bir ilçe meclisi bulunmaktadır. İlçe vatandaşlarının buluşabildiği imkanı ilçe alanında düzenlenen toplantılar sağlar.

Sayısal yurttaş girişimleri kapsamında vatandaşlar fikir ve düşüncelerini İl Meclisi üzerinden parlamentoya gönderebilirler ve vatandaş anketlerinde belirli sorulara yanıt verebilirler. Halk oylamasında (Referandum) Meclis değil vatandaş bir yasanın yürürlüğe girip girmemesine dair karar alır.

Siyasi partiler ve Kamu

Demokrasi sadece kendi fikrini savunan bireyler topluluğu anlamına gelmez. Demokraside bireyler vakıflarda, cemaatlerde ve ilgi alanlarına yönelik gruplarda örgütlenirler. Bu örgütler sivil toplumu oluşturmaktadır. Sivil toplum ve toplumun örgütleri sayesinde düşünce ve entereseler odaklanarak spontan halk atılımları oluşur. Devlet içerisinde demokrasi için gerekli ilgi alanları şekillenir. Sivil toplum beraber yaşadığımız günlük hayatımız için çok büyük önem taşımaktadır. Birçok şahıs gönüllü olarak Kızılhaç yada itfaiyede çalışmaktadırlar. Sivil toplumun emeli kişisel istekleri ön planda tutmak değil, barışsal bir ortamda beraber yaşamı şekillendirmektir.

Sivil toplum demokratik prosedürlerin ve kuruluşların (mesela Meclis) yerine koyulamaz. Demokraside kuruluşların herkes için geçerli yasalara dayanarak seçildiği prosedürlere gerek vardır. Bu aşamada siyasi partiler önemli bir rol oynamaktadır. Siyasi partiler politik kararların topluluk halinde alındığı ve siyasi şekillenmenin yaşandığı insan gruplarından oluşmaktadırlar. Siyasi partilerin amacı İl Meclisi’nde, parlamentoda veyahut iktidarda yeterli oy kazanarak etkili bir rol kazanmaktır.

Avusturya’da siyasi partilerin yanısıra ekonomik ve işci teşkilatları gibi sosyal partnerler önem taşımaktadırlar. Bu teşkilatlar barolar düzeyinde örgütlenirler ( İşci odaları, İşletme odaları vs.). İşletmeciler sendikası  ve vakıf kuruluşlarına istediğiniz zaman üye olabilirsiniz. Sosyal partnerlerde entereselerin temsilini üstelenerek ve iktidar ve partilerin önemli müzakere partnerleri olurlar.